1970 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Öğretmenliği bölümlerinde okudu. Yörünge, Belde, Ülke, İkindi Yazıları, Hece, Tezkire gibi yayınlarda yazdı. Hak-iş Basın danışmanlığı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Başbakanlık müşavirliği, Başbakan Başmüşavirliği ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerinde bulundu. 25 ve 26. Dönemlerde Ankara Milletvekili seçildi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ve NATO PA Üyeliklerinde bulundu. TBMM Filistin ve Lübnan Dostluk Grubu Başkanlığı yaptı. Halen TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi. Evli, 1 çocuk babası.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Yerel Seçim sonrası ilk grup toplantısında, Âşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım” ve Yunus Emre’nin “Ete kemiğe büründüm / Yunus diye göründüm” dizelerine de atıf yaparak, AK Parti’nin “nevzuhur” bir parti olmadığını, bu hareketin kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu vurguladı. Erdoğan, Filistin konusunda kendisinin ve partisinin bedel ödediklerini anlatırken de 1980 Kudüs Mitingi ve 1997 Sincan Kudüs Gecesi’ni hatırlattı.
AK Parti, 14 Ağustos 2001’de, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, aynı yolu yürümüş, aynı mücadelenin içinde yer almış, aynı hissiyatı taşıyan, aynı istikamete bakan bir “çekirdek ekip” tarafından kuruldu. Partinin programı, bu “çekirdek ekip” tarafından, her bir kelimesi özenle seçilerek oluşturuldu. Partinin ilkeleri, politikaları, hedefleri, kırmızı çizgileri bu “çekirdek ekip”in inanç, kültür, tecrübe ve yaşam tarzlarıyla şekillendirildi.
AK Parti’yi öncüllerinden farklı kılan ve bir kitle partisi haline getiren, merkezde bir “çekirdek ekip” olmasına rağmen, partinin kucaklayıcı ve kuşatıcı olmasıydı. Hem kuruluşta, hem sonraki aşamalarda partide Türkiye’nin hemen tüm renkleri temsil edildi. Kürtler, Aleviler, Çerkezler, Lazlar, Romanlar, Ermeniler, sağcılar, solcular, liberaller, zenginler, fakirler, kadınlar, başı açıklar, tesettürlüler ve daha nicesi… AK Parti, kendileriyle çalışılabileceğini düşündüğü, katkısını alabileceğini umduğu farklı isimleri davet etti; kimileri de ideallerine en yakın parti olarak AK Parti’yi gördü, orada siyaset yapmak için geldi.
Burada önemli olan şu: AK Parti, dışarıya ne kadar açılırsa açılsın, merkezindeki, kendisini var eden ilkelerden taviz vermedi. Dışardan partiye katılanlar elbette kendi kimliklerini, düşüncelerini, ideallerini, ilkelerini muhafaza ederek geldiler. Nasıl bir yere geldiklerini çok iyi biliyorlardı. Dönüşmediler. AK Parti’yi dönüştürme gayreti içine de girmediler. AK Parti de onları dönüştürmek, asimile etmek gibi bir çabanın içine girmedi. Önemli makamlara dahi getirilseler, bu isimler taban tarafından yadırganmadı. O “çekirdek ekip”, o “öz”, o “ruh” merkezde öyle sapasağlam durduğu müddetçe, gelenler sadece renklilik ve zenginlik getirdiler. Bu renklilik ve zenginlik Türkiye’yi her alanda yeniliklerle, özgürlüklerle, haklarla ve refahla buluşturdu.
AK Parti’nin bugün yaşadığı sorun, aslında, 2014 sonrasında işte bu dengenin bozulmaya başlamasından da kaynaklanıyor.
FETÖ’ye karşı verilen mücadelenin kararlılıkla ilerlemesi, 2014 seçimlerinde elde edilen başarılar, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması, 2016’da 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesi, vesayetin çökmesi, o güne kadar AK Parti’ye tereddütle bakan birçok kişi ve grubun trene hücum etmesini de beraberinde getirdi. Bu yeni gelenler, kendilerine açılan alanı da kullanarak, partinin ayarlarıyla, dengeleriyle oynamaya başladılar. “Çekirdek ekip” dağılırken, bu lejyonerler, asalaklar, partinin “özü”ne, “ruhu”na kadar uzanmaya çalıştılar. Medyada, sosyal medyada, parti yönetiminde, bakanlar kurulunda, milletvekili listelerinde, bürokraside, “bunun AK Parti’de ne işi var” denilecek yüzler boy göstermeye başladı. AK Parti’nin özüyle, ruhuyla, ilkeleriyle, politikalarıyla uzaktan yakından ilişkisi, irtibatı olmayan isimler AK Parti adına konuşmaya, yazmaya, AK Parti’nin vitrininde yer almaya başladılar.
Bir ara işler o kadar ileriye gitti ki, bu sızıntılar, hem de alenen, “İslâmcılığı” kovmaya, Kemalizm’i AK Parti’ye yamamaya kadar işi götürdüler.
Son günlerde ortaya çıkan ve muhalefetten ziyade AK Parti tabanında rahatsızlık oluşturan skandalların baş aktörlerine bakın: Külliye’den parmak sallayan, pahalı saatiyle fotoğraf çeken, ultra lüks makam odaları yaptıran ya da partiye girişi biraz daha eski de olsa, tam Hamas’ın Erdoğan’ı ziyaret ettiği günlerde, tam da Erdoğan’ın “Filistin mücadelesini her şartta savunacağız” dediği zamanlarda, tam da AK Parti’nin İsrail’le ticaret üzerinden hırpalandığı dönemde, “Katliam eyvallah da… İsrail’e 6 satıp 1 alıyoruz” gibi insaf dışı bir açıklama yapan isimlerin, AK Parti’nin hassasiyetlerinden, ilkelerinden, özünden, ruhundan haberleri var mı acaba? Nerede olduklarının idrakindeler mi? Nereye geldiklerini biliyorlar mı? Nerede nasıl davranılması gerektiğine dair en küçük bir fikirleri var mı?
AK Parti, büyük zaferlerini ve büyük hizmetlerini “doku uyumuyla” başardı; bugün yaşadığı sorunların temelinde ise “doku uyuşmazlığı” var. Üstelik bu kanserli hücreler bünyeyi hızla kuşatıyor, kalbe, beyne doğru hızla ilerliyorlar.
İşte onun için AK Parti’yi kemoterapi değil, zararlı hücrelerin kesilip atılması eski sağlığına kavuşturacak.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Aydın Bey kaleminize sağlık Allah sizden razı olsun merkeze Allah rızası konulursa Karaosman Şeyh Edebali elinde Osmangazi Han Olu verir. Şehzade Mehmet Akşemsettin hazretlerinin elinde Fatih Mehmet oluverir. Elhasıl Allah rızası için yola çıkılmışken kervana yaklaşanlar mutlaka bunun idrakine sahip ise ona göre yola revan olmalıdır. Her görüşe her düşünceye açığız düşüncesi kitle Partisi olacağız iddiası her zaman mayanın bozulmasına davanın zarar görmesine sebep olmuştur. Tarih boyu önümüzde nice Kahramanlar vardır ve onlar sayesinde tarih tekrar tekrar yazılır .Bunca tekrarın içinden ibret almamak Allah korusun ibret olmak demektir Allah için Bu davanın Kutlu yolcularını saflığıyla samimiyetiyle cihadıyla Allah yolundaki mücadelesi ile başucu kitabı gibi kalbimizin müstesna bir yerinde manevi rehber kabul etmeli Allahu Teala yüzlerce yıldır beklediğimiz bir lideri bize lütfetti .onun içindeki heyecanı anlayabilen nice kalabalıklar sen bizim dualarımızsın diyerek bağrına bastı omuzladı ve ümmetin sessizlerinin mazlumlarının sesi oldu ümidi oldu zamanı iyi okudu tarihin dönüm noktası olabilecek Bahtına denk düşen hamleler yaptı. elhamdülillah nice badirelerden Allahu Teala onu peygamberlerini düze çıkardığı gibi yolunu açtı ümmete ;yaptıklarının yanında Aziz milletimiz içinde yapmış olduğu hizmetlerin ne anlama geldiğini Biz Satır Satır sıralasak da maalesef Gönül Ufku dar olanların Vefa duygusundan mahrum olanların davanın hakikatinden bir haber olanların onu yalnızlaştırdığını görüyoruz ve yine bakıyoruz ki tarih tekerrür ediyor ona bakanlar hep onda Abdülhamit Han'ı gördü ve sonra da inşallah bahtı onun gibi olmaz diye dualar etti Bu duaları çokça artırmanın herhalde zamanı geldi Çünkü Allah'ın hükmü hep tecelli ediyor O kendisine de yapılanları İnsanoğlu ne kadar da nankördür demek suretiyle işin özünü ifade ediyor Rabbim bizleri nankörlerden Eyleme...
güzel yazı ellerinize sağlık Aydın usta. bu yazı inşAllah Ak parti üst yöneticiler tarafından okunur. Akp hasta bir parti haline gelmiş bir parti. Partiye kim gelirse gelsin hangi kesimden olursa olsun kapı ona açıktır, fakat Aydın hocamız dediği gibi bu yeni gelenlere parti uyum sağlamadı ve asimile edilmedi, partinin ruhu ve temeli kayboldu. Çevremdeki çoğu insanlar hep Akpli, hemde aşırı Akpli olanlar var, Akp hakkında kötü söz edemezsin onlara, toz kondurtmaz ama son bir iki senedir fikir değiştirmeye başladılar, Akp’nin yanlışlıkları görmeye başladılar. Akp kontrolden çıkmış, gerçekçi olmak gerekiyor, partinin içinde çürük elmalar var, kendi menfaatleri için mücadele edenler var, koltuk için makam için üye olanlar var. vatandaşa yüksekten bakanlar var, kulaklarını tıkayanlar ve gözlerini başka tarafa bakanlar var. Vatandaş küsmüştür AKP’ye. Partinin müfredatı aslına dönmelidir, herkese açık olmalıdır ama üye partinin ilkelerine ve ruhuna uymalıdır, yoksa onu kabul etmemeli. Mesela şunu çok görüyoruz, falan ilin Chp veya İyi veya Başka partinin teşkilatından istifa edip AKP’ye geçiyor, yetmedi bir de rozet takıyorlar. çok yanlış, Erdoğan bu partiyi bir kaç dava arkadaşlarıyla kurdu, kamyonet üstünde elinde megafonla mahalle mahalle geç saatlere kadar bu partinin davasını hayallerini anlatmak için yollara çıkmış insanlar, analarımızın duasını alarak Erdoğan ve çekirdek ekibi Akpyi kurdular. Bu dava bugün Akp’de görünmüyor, partiyi yöneten adamlar ya yanlış yoldan gidiyorlar ya da abdestlerini tazelemediler.
AYDIN BEY TEKRAR AK PARTİYE GELİP ... HÜKÜMET SÖZCÜSÜ OLMALI BU ARADA ŞAMİL TAYYAR GİBİ GERÇEK AK PARTİLİLER YÖNETİME GİRMELİ ... BU ARADA MEHMET ŞİMŞEKGİLLERDEN DE AK PARTİYE BİR FAYDA GELMEZ .. ADAM MEMURA KURU 8000 LİRA VERDİ .. YÜZDE 95 İ CHP YE OY VERDİ
Tebrik ediyorum sizleri
Ak partiye zeval gelmesin diye çırpınan böyle samimi yapıcı eleştirileri yapan siz Aydın Bey kardeşim ve Mehmet Metiner kardeşimi yürekten kutluyorum.Lütfen kim ne der dışlanma endişesi taşımadan yazmaya devam edin.Yüreğinize sağlık
10 numara 5 yıldız....hastalığı tam teşhis koymuşsunuz...hastalık tedavi edilmezse ölüm kaçınılmaz olacak
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.